Köy yaşamının en önemli geleneklerinden biri olan yufka ekmeği yapımı, zahmetli olmasına rağmen dayanışmayı ve paylaşmayı simgeliyor. Geceden yoğrulup mayalanmaya bırakılan hamur, sabahın erken saatlerinde işlenmeye başlanıyor. Komşular bir araya geliyor, birbirlerinin evlerinde sırayla çalışarak yardımlaşıyor. Bu dayanışma geleneği yörede “ödünç” adıyla biliniyor.
HAMUR AÇMA USTALIĞI
Sabahın ilk ışıklarıyla yoğrulan hamurlar, küçük parçalara ayrıldıktan sonra tek tek açılıyor. Yufkanın inceliği, hamuru açan kişinin ustalığını gösteriyor. Kadınlar, oklava ile hamuru büyük bir özenle açarken, bu işin sabır ve deneyim gerektirdiğini belirtiyor. Hamurun inceliğini koruyarak büyük yufkalar haline getirmek köy kadınları arasında adeta bir maharet yarışı gibi görülüyor.
SAÇ ÜZERİNDE PİŞİRME GELENEĞİ
Açılan hamurlar, köz ateşi üzerinde kızdırılan saçta pişiriliyor. Pişirme sırasında kullanılan "yaslağaç" adı verilen tahta aparat, yufkanın saç üzerinde dengede durmasını sağlıyor. Pişirilen ekmekler üst üste dizilerek "yazma" haline getiriliyor. Bu zahmetli süreç, sabah ezanıyla başlayıp akşam ezanına kadar sürüyor.
SADECE EKMEK DEĞİL, SOSYAL BAĞ
Yufka ekmeği, köyde sadece kış ayları için değil, yıl boyunca tüketilen temel yiyeceklerden biri. Sofraların baş tacı olan bu ekmek, dayanıklılığı sayesinde uzun süre saklanabiliyor. Ancak yufka yapımı köylüler için yalnızca bir yiyecek hazırlığı değil, aynı zamanda toplumsal bir etkinlik. İmece usulüyle yapılan bu çalışmalar, kadınların bir araya gelerek sohbet ettiği, dayanışmayı güçlendirdiği ve köy yaşamının canlı tutulduğu bir gelenek olarak öne çıkıyor.
Kargı’da ve köylerinde süren bu gelenek, sadece bir kış hazırlığı değil; köy kültürünün yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından da büyük önem taşıyor.
Turan Ozan Acar