Günah rüzgarında savrulup durduk Gaflet ağındayız ,affet Allah'ım Kapıldık rüyaya, hayaller kurduk Tutku çağındayız affet Allah'ım Bir kırık kanatla uçanlar olduk Kendimize bela açanlar olduk Senin rahmetinden kaçanlar olduk...

Yapraklar dalından düşünce yere Toprakta çürüyüp kül olur gider Akan gözyaşıyla dolunca dere Yürekten dökülen sel olur gider Ciğeri dağlayan türküler yasta Kalpler hançerlenmiş, gönüller hasta Sırrını açarsan vefasız dosta Menfaati...

Doğruyu, yanlışı gören Kula kıymet biçilir mi? Kalplere sevgiyi ören Dile kıymet biçilir mi? Açılmış yarayı saran Muhabbet harcını karan Dostluk menziline varan Yola kıymet biçilir mi? Meçhule doğru yol alan Karanlık sularda kalan Sazı...

Sonbahar mevsimi hüzündür bana  Unutmayız seni canım Atatürk Seneler geçse de hasretim sana Unutmayız seni canım Atatürk Yüreğim buruktur geldi On Kasım Sirenler çalıyor dinmiyor yasım Üzülüp ağlarız çıkmıyor sesim Unutmayız...

Lambaya bakmakla sabah olur mu?  Üstüne bir kâbus döker geceler Maziyi yakmakla sabah olur mu?  Uykusuz kalplere çöker geceler Bahar gelmeyince güller açılmaz Çile tarlasına tohum saçılmaz Ecel ensemizde ondan kaçılmaz Sırlı örtüsünü...

Kimseye zülmetme, ahını alma Mazlumun yanında duranlardan ol Tüyü bitmemişin hakkını çalma Adil bir düzeni kuranlardan ol Ölçü ve tartıda hileye gitme Yetimin bağında destursuz bitme Hoşgörülü davran kulu incitme Tevazu yoluna varanlardan...

Bitmez sandığımız ömrümüz vardı Günler su misali aktı da gitti Sığmadık dünyaya, vakit hep dardı Yıllarım maziye baktı da gitti Gençlik bir servetti, hüsrana döndü Arzular, tutkular bir anda söndü Perişan kalplere baykuşlar kondu...

Evlatları için ömrünü harcar Dertlerin dermanı anadır ana Candan sevgisiyle gönlünü açar Dertlerin dermanı anadır ana Sıkıntı, çileye göğsünü geren Hünerli elinden lezzetler seren Kendi rahatını evlada veren Dertlerin dermanı anadır...

Hazırlıklar bitti, gelin bekleriz Kargı panayırı başlıyor dostlar Çayıra kırkpınar ruhu ekleriz Kargı panayırı başlıyor dostlar Esnafın caddeye, pazar kurduğu İlçemde kalplerin aşkla vurduğu Çarşıyı gezenin fiyat sorduğu Kargı...

Cesaretin varsa göster kendini Gizli sırlarını çıkar arkadaş Nankör insanoğlu bilmez fendini Edep ve hayayı yıkar arkadaş Harama yaklaşma, sürme elini Yokluk çaresizlik büker belini Her türlü yalandan koru dilini Kötü söz insanı yakar...

Gün gelir giyersen hasret libası Sel olur gözünden dökülen yaşlar Vuslata iterse bütün çabası Feryadı figanlar gönülde başlar Özlem düşmüş kalbe poyraz eserse Muzdarip dillere sözler küserse Seviyorum diyen selam keserse Derdine dert...

Hasret gönüllere gelince bahar Özlemle coşarsın seher yelinde Nasırlı yüreğe gülünce bahar Sevinçle koşarsın seher yelinde Bülbülün güllere sevdası bitmez Hayali, bakışı gözünden gitmez Aşık maşuğunu asla incitmez Sevgiyle yaşarsın...

Düşmüsüz gaflete, sanki bir ölü Allah'ın emrine uymuyor insan Kulak sağırlaşmış kalpler mühürlü Okunan ezanı duymuyor insan Kılmadık namazı ecrinden olduk Beyhude dolandık boşa yorulduk Bolluğu buldukça dertlerle dolduk Dünyayı...

İsrail vahşeti bitmek bilmiyor Dünya kör ve sağır Gazze ağlıyor Zalimler musallat gitmek bilmiyor Dünya kör ve sağır Gazze ağlıyor Gazze'de bebekler açmadan soldu Analar babalar acıyla doldu Peygamberler yurdu kan revan oldu Dünya kör...

Dünya ahirete uzanan yoldur İslam ahlâkıyla bir ömür yaşa Rahman'ın kuluna rahmeti boldur Ayların, yılların geçmesin boşa Merhametin yoksa kapanmaz yara Sevgisiz gönülde düşersin dara Çare arıyorsan Kur'an'da ara İslam ahlâkıyla...

Berraktır insanın sırlı yapısı Yüreğinde ki ses gür olmalıdır Sevgiyle açılır gönül kapısı Sevenlerin sözü bir olmalıdır Ölümüne seven kalbine yazar Aşık ferhat gibi dağları kazar İki gönül birse sevdalar uzar Maşuklar yıkılmaz...

Çıkmaz sokaklarda heder olursun Yolunu kaybetme, hedeften şaşma Başına bin türlü bela bulursun Özüne sahip çık, haddini aşma Gönlünü ram etme, ateşe nara Kapılar kapanır düşersin dara Kimi huzur ister kimisi para Haramdan uzak dur, peşinde...

Yürekler yaralı olmuş bir kömür  İnsanlık tükendi canlar yanıyor  Hedefi bulacak kalmadı ömür  Vicdanlar tükendi kalpler kanıyor  Huzur olmayınca neylersin malı Masuma dokunan artık yanmalı Merhamet göklerde yerde olmalı...

Doğa canlılara hayat veriyor İlahi dengeyi bozma ey insan Verimli topraklar nimet seriyor Elinle kuyunu kazma ey insan Doğayı kirletme,çer çöpü atma Yeşil zümrütüme zehiri katma Çevrene sahip çık,yan gelip yatma Cümle mahlukatı üzme ey...

Yağmurlar buluttan düşünce yere Burnumuzda kokar toprak kokusu Damlalar coşupta taşınca dere Yüreklere akar toprak kokusu Mevsimler değişti bir başka oldu Çiçekler kurudu sararıp soldu Havalar çok kurak toz duman doldu Gönüllere çöker toprak...

Sana olan sevgim, özlemim bitmez Huzuruna gelsem Ya Rasûlullah Seni anlatmaya cümleler yetmez  Değerini bilsem ya Rasûlullah Yüzünü görmedik, hayranın olduk Gafletten kurtulup, nurunla dolduk Sünnetine uyup, refahı bulduk Makamında gülsem...

Yalan söyleyenin çıkıyor suyu İftara atarak işler yürümez Sahibini yutar eşilen kuyu Doğruyu konuşan dişler çürümez Kurtların postuna bürünen koyun Kasabın emrine götürür huyun Bıçak bilenince tükenir soyun İftira atarak işler yürümez...

Gönüller tarumar, gözler yaş dolu Ötmüyor bülbüller, gül garip kaldı Yürekten dökülen sözler yaş dolu Hüzünler içinde dil garip kaldı Kaçtı bu dünyanın düzeni tadı Zamanla değişti çilenin adı Adalet dağıtmaz, âlemde kadı Mutluluk...

Gözü yükseklerde, burnu havada Ego tavan olmuş, ne insanlar var Ümidi tükenmiş, mutsuz yuvada Yüzü benzi solmuş ne insanlar var Yüreği kibirle, hasetle taşan Para pul hırsından yolları şaşan Helal çizgisinde sınırı aşan Haramlarla dolmuş...

Allah'a kulluktur,ömrün gayesi Hesap günü varken,yatar mı insan Sonunda biter,ömrün sermayesi Yaşadıkça dibe batar mı insan Günler,aylar,yıllar gelip geçerken Nefis iyi kötü yolu seçerken Azrail can alıp,kefen biçerken Günahı sevaba...

Yaşasan ne olur altın kafeste Ömürler çok kısa olduktan sonra Dünyayla bağın kopar son nefeste Ecel denen vade dolduktan sonra Haddini bilesin, sınırdan çıkma Dostum dediğine,kurşunu sıkma Onarmak dururken kalpleri yıkma Güller yeşermez...

Kanunlar kararlar senden çıkıyor Yazılan yasanın özü Ankara  Halkın iradesi şaha kalkıyor Seksen beş milyonun gözü Ankara  Hacı Bayram Veli dua kapısı  Cumhuriyetin değişmez yapısı  Şehit gazilerin eşsiz tapusu ...

Zaman getirmiyor, gideni geri Maziye baktıkça,yanar yüreğin Ömrü bitirenin, kabirdir yeri Ağıtlar yaktıkça kanar yüreğin Kıymet bilenlere değer verirsen Perişan kalplere huzur serersen Kur'an'ın yolunda hakk'a erersen Allah...

Bazen suskunsuzluk cana dokunur Neler çektiğini bilenin olmaz Dökülen nağmeler hicran okunur Akan gözyaşını silenin olmaz Hayaller, umutlar gelip geçerken Acılar sineyi delip geçerken Dostların haline gülüp geçerken Derdine bir çare bulanın...

Stres insanoğluna bela getirir Gönlünü kederle doldurma sakın Sevgiye ihanet aşkı bitirir Açan çiçekleri soldurma sakın Aldatılan kalpler sineye çeker Yoldaş yoldaşına içini döker Yorgun bedenlere halsizlik çöker El ne derse desin aldırma...