Behçet Necatigil bir şiirinde “Evlerin dışı pencere, duvar.” der. Sokakları dolaşalım, yapıların dışı pencere duvar, değil mi? Evlerin dışı benziyor birbirine, peki ya içleri?

Evdekiler sağlıklıysa, birbirini seviyor sayıyorsa, tencere de kaynıyorsa mutluluk çoğu zaman vardır. Ancak bunların biri ya da birkaçı yoksa evde…

İnsanların büyük bölümü yaş almış annesine babasına bakıyor, bu doğru. Peki sözgelimi kadın ya da adam hiç evlenmemiş,  gün gelmiş eli ayağı tutmaz olmuş. O zaman kim bakacak? Diyelim evlenmiş ama çocuğu olmamış, bir yumurta pişiremez duruma gelmiş. Kim yemek yapacak? Çocuğu var ancak çocuklar vefasız çıkmış, anne babanın mutfaktan bir bardak su alacak gücü yok. Çözümü nasıl bulacağız?

80 yaşında kimsesi olmayan bir adam, evinde yalnız... Öğle yemeğini tek başına değil de birileriyle yemek isterse, akşam çayını sohbet ederek içmek isterse çözümümüz ne olacak?

Huzurevleri zorunluluktan ortaya çıkmıştır. En iyi ortam insanın çocuklarıyla, yakınlarıyla mutlu biçimde yaşadığı evdir kuşkusuz.

Kargı’nın yaş ortalaması çok yüksek. Onlarca kimsesiz yaşlı insanımız çok zor koşullarda köylerde, Kargı’nın değişik mahallelerinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Ayrıca köydekilerle birlikte bizim sayabildiğimiz yaklaşık otuz yurttaşımız uzak yerlerdeki huzurevlerinde kalıyor. Tabii bizim bilmediklerimiz de vardır.

Bazı duyarlı yardımseverlerimiz zor koşullardaki yaşlılarımıza gıda yardımında bulunuyor, bunu biliyorum. Ancak bu yardımlar birkaç hafta yetebilir. Konu yalnızca yiyecek değil. Temizlik de çok önemli. Ben bu şekildeki birkaç eve ziyarete gittiğimde idrar kokusundan duramadım. Burada ağır bir söz söylediğimin farkındayım. Ancak idrar kokusu o elden ayaktan düşmüş yaşlılarımızın ayıbı değil, bizim ayıbımız. Toplumun ayıbı. Kargı’ya bu zamana dek çoktan bir huzurevi yapılmış olmalıydı. Biz de bu ayıba neden olmamalıydık. Bazıları derse ki böyle durumlarda olanlar var mı diye, ben de onlara şunu sorarım, siz böyle kaç evi ziyarete gittiniz? Şairin dediği doğru, “evlerin dışı pencere, duvar.” Dışarıdan bakınca hepimiz benzer şeyleri görürüz. Bir de o evlerin içlerine girelim bakalım ne göreceğiz?

Huzurevlerine maaşı olmayanların alınmadığı söylentisi yanlış. Hiç geliri olmayan kimsesizler de alınıyor. Bazıları bilgi sahibi olmadan konuşmayı seviyor. Akıl sağlığı, bedensel sağlığı yerinde olan herkes huzurevinden her gün dışarıya çıkıp camiye gidebilir, çarşıya, pazara, komşusuna, akrabalarının yanına gidebilir. Bu konuda da bilmeden konuşanlar olabiliyor ne yazık ki.

Huzurevinde kalanlar hastalandığında muayene gününü beklemeden Kargı’da, Çorum’da veya Ankara’da huzurevinin görevlileri aracılığıyla hemen tedavi ettirilir. Odalarda yatakların başında zil var.  Acil bir durumda zile basıldığında 24 saat boyunca görevli müdahale edebiliyor.

100 kişilik bir huzurevinde yaklaşık 50 görevli çalışıyor, bu da Kargı’daki işsiz insanlarımız için iş olanağı demek. Aşçı, aşçı yardımcısı, kat görevlisi, hasta bakıcı, hemşire, şoför, güvenlik görevlisi, diyetisyen, psikolog, teknik eleman vb. çalışanlar Kargı’nın ekonomisine, esnafına da önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca başka kentlerden gelip huzurevinde kalacak olanlar da olacak, onların yakınları ziyarete Kargı’ya gelecek.

Bir kez daha söyleyeyim, elbette keşke kimse huzurevinde kalmak zorunda olmasa. En güzeli yaş almış insanlarımızın çoluğuyla çocuğuyla, yakınlarıyla ev ortamında mutlu bir biçimde yaşamasıdır. Ancak bazı yaş almış insanlarımız için huzurevi zorunluluk. O nedenle tüm Kargılılar, Kargı’nın köylerindeki tüm yurttaşlarımız huzurevinin yapılması için çaba göstermeli.

İki bin imzayı toplayalım, çok geç kalınmış bu işi yapmaları için siyasetçilere, yöneticilere haklı isteğimizi güçlü biçimde bildirelim. Bu sorun partiler üstü, siyaset üstü bir konu.  Çok zor durumda yaşamını sürdürmeye çalışan büyüklerimize yardım elini uzatalım, onların yaşamlarını kolaylaştıralım.  Bu işi başarırsak hepimiz başarmış oluruz.

                  

                                            ALİ TURGAY KARAYEL

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.