BAZAN BEDEN RUHUN VARDIĞI SEVİYEYE VARMAKTA GEÇ KALIR. BAZAN DA RUH BEDENİN VARDIĞI SEVİYEYE VARMAKTA GEÇ KALIR. İŞTE İNSAN TÜM KAZIĞI DA BU ANDA YER....

TEKNOLOJİNİN EN BÜYÜK KAZIĞI

Meksika'da İnka tapınaklarına çıkmak isteyen bir grup Avrupalı arkeolog, birkaç yerli rehberle yola koyulur. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılarlar. Aynı hızlı tempoyla biraz daha yol aldıktan sonra, yerli rehberler kendi aralarında konuşup birden yere otururlar ve öylece beklemeye başlarlar. Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremez. Saatler sonra, yerli rehberler tekrar kendi aralarında konuşup yola koyulur ve tapınağa ulaşırlar. Arkeologlardan biri, rehberlerin en yaşlısına sorar, “hiç anlamadım, niye yolun ortasında oturup saatlerce boş yere bekledik?” Yaşlı rehberin cevabı ise şu olur:

“ÇOK KISA SÜREDE BEDENLER ÇOK HIZLI İLERLEDİ, RUHLAR ÇOK GERİDE KALDI, RUHLARIMIZI BEKLEDİK.”
Bu hikayeden benim anladığım 3 şey var:

1. BEDENLERİMİZ ÇOK HIZLI HAREKET EDİYOR:
Hayatımızı sürdürebilmek, hayattan keyif alabilmek için ihtiyaç duyulanların listesi arttı. Bunları sağlayabilmek için oradan oraya koşturan, bir yerlere, bir şeylere yetişmeye çalışan insanlardan oluşan bir toplumuz artık. Evden çıkıp, okula-işe yetişen, oradaki işleri yetiştiren, okuldan- işten çıkıp başka bir yere veya başka bir işe yetişen, sonra eve gelmek için arabaya yetişip, eve gelerek, evdeki yemeği yapan, çamaşırı, bulaşığı yıkayıp varsa çocuğun ödevine yardımcı olan kişiler olduk.

2. BEDENLERİMİZİN ÇOK HIZLI HAREKET ETTİĞİNİN FARKINDA DEĞİLİZ:
Pek çok kişiden duyduğum iki tane söz var. “ Gün yetmiyor”, “Zaman ne çabuk geçti anlamadım”. Sürekli koşuşturma içerisinde olduğumuzun farkında değiliz.
Her şeyi yapmaya çalışarak her şeyi eksik bıraktık. İşimizde yükselmek istedik, daha fazla çalıştık, ailemizi eksik bıraktık. Hobilerimizi yapmak istedik işi eksik bıraktık. Ailemizi ön plana aldık kendimizi ve kariyerimizi eksik bıraktık. Hepsinden yapmaya çalıştık, gün yetmedi, geçen zamanın farkına varamadık, zamansızlıktan yakındık.

3. BEKLEMEYİ UNUTTUK:
Teknoloji ve internet sayesinde, her şeye, her an ve hemen sahip olunabileceği inancını oluşturduk. Çabucak elde ettiğimiz şeylerin mutluluğu ve huzuru da çabucak bitti. Diğer taraftan internet hızımızın yavaşlaması, aradığımız kişiye ulaşamamak, mağazada istediğimiz giyeceği bulamamak, sorumuza hemen yanıt alamamak gerginlik, huzursuzluk ve mutsuzluk sebebi oldu. Beklemeyi, sabretmeyi, sebat etmeyi unuttuk.

ÇÖZÜM NE ?
Teknolojinin bize sunduğu hıza ayak uydurmaya çalışırsanız, ona kanmış ve kazığı yemiş olursunuz. Sürekli hızlanamayız, daha fazlasını yapamayabiliriz. En yüksek performansı da sürekli sürdüremeyiz. Hayatı koşturarak yaşarsanız, hayatı kaçırırsınız. Mutlu ve huzurlu olabilmekse yaşamanın amacı yavaşlamalıyız. Mutlu ve huzurlu olabilmek için çok şeye, lüks şeylere ihtiyacımız yok. Yaşadığımız ana ve yaptığımız şeye odaklanmak yeterli olacaktır. Basit ve sıradan görülen pek çok şeyin ne kadar keyifli olduğunu göreceksiniz. Yürümenin, etrafı izlemenin, sesleri dinlemenin, rüzgarı hissetmenin, ekmeği tatmanın, havayı koklamanın farkına varın. Farkına varmak için de acele etmeyin.

İyilik, sevgi ve umut size yakın olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.